|
DIŞ FAKTÖRLER
DIŞ A.SAHA İLE İLGİLİ FAKTÖRLER 1.Sahanın fiziki koşullarının yarattığı riskler a.Sahanın açık veya kapalı olması Kapalı alanlarda antrenman yapan veya yarışan sporcular için ilk nokta alanını yeterli derecede ısıtılması veya soğutulması konusudur. Salonun yetersiz ısınması beraberinde çeşitli sağlık sorunlarını getirebileceği gibi, yaralanma riski ve performans düşüklüğüne de yol açabilir. Ayrıca sporcular antrenmanları sırasında artmış olan vücut sıcaklarını azaltmak için kapı önlerini tercih etmektedir. Bu kapı önleri gibi hava sirkülasyonunun olduğu yerler, terli sporcular için soğuk algınlığı ve çeşitli bölgelerinin tutulması gibi risklere yol açmaktadır. çok basit görünen bu ve benzeri konuların antrenörün riskleri azaltmak için göz önüne alması gereken konular olduğunu düşünüyoruz. b.Emniyet mesafesi olmaması: Bu tip olaylara gerek amatör yarışmalarda, gerek deplasmanlı lig düzeyindeki yarışmalarda, gerekse salon atletizm yarışmalarında sık sık rastlamaktayız. İşte bu noktada frenleyebilme/yavaşlama mesafesinin yokluğu hem performansı düşürücü, hem de yaralanmayı artırıcı bir risk faktörü yaratır. Ayrıca burada yavaşlama/frenleyebilme için yeterli mesafenin temizliği ve düzgünlüğü de önemli bir konudur. çünkü, genelde spor salonlarında sadece oyun alanının temizliği yapılmakta, diğer alanlar gözardı edilmektedir. c.Sahadaki diğer güvenlik önlemlerinin alınmaması 2.Zeminin yarattığı riskler a. Zeminin düzgünlüğünü yitirmiş olması Salon sporlarında zeminin düzgünlüğü, zaman zaman salon zeminlerinin bakımsızlığından kaynaklanan çökmelerle veya su alımından kaynaklanan şişmelerle ortadan kalkmaktadır. Ayrıca bazı spor dalları minder üzerinde yapılmaktadır. Burada minderin düzgünlüğünü yitirmiş olması da aynı sorunu getirir. Sonuçta düzgünlüğünü yitirmiş zeminde ortaya konacak performans düşmekte ve yaralanma riski artmaktadır. b.Zeminin stabilitesini (sabitliğini) yitirmiş olması c.Zeminin ıslak olması Bu sorunlar, ıslaklıkların anında paspaslanması ve temizlenmesi ile giderilmelidir. Sorunların ortadan kalkmaması, sporcunun dengesinin bozulması, düşmesi, kayması sonuçta performansının olumsuz yönde etkilenmesini ve yaralanma riskini beraberinde getirir. d. Zeminin donmuş olması e. Zeminin kirli olması Bir de salonun içinde oyun alanı ile bitişik ve genelde spor ayakkabısı dışında ayakkabılarla dolaşan bölgeler, en pis ve tehlikeli bölgeleri oluşturmaktadır. Bu noktada genel antrenmanın dışında, özel çalışma yapan bazı sporcular, burada oyun alanı dışındaki alanları kullandığından, bu konu göz önüne alınmalıdır. Bu etkenler göz önüne alınmazsa, sporcuyu düşen performans, artan yaralanma riski bekler. f. Zeminde yabancı madde bulunması 3.Aydınlatma durumunun yarattığı riskler B.ARAç – GEREç İLE İLGİLİ FAKTÖRLER
1.Giysi Sporcunun kendisine uygun olmayan giysi, onun hareketlerini sınırlandıracağı gibi giyside kullanılan malzemenin içeriği de hem performansını olumsuz yönde etkileyen, hem de yaralanma riski yaratan bir faktörü oluşturur. Bu noktada dünyada spor giyim firmaları büyük rekabet halindedir. Ve her gün yeni bir ürün dünya piyasasına sürülerek, adeta kullanılan sporcular üzerinde denemektedir. 2.Ayakkabı Bir spor ayakkabısının genel özellikleri yapılan spor dalına göre değişiklikler gösterir. Koşu ayakkabısının, salon ayakkabısının, futbol ayakkabısının özellikleri hep değişiktir. Sporcunun ayakkabı tipini belirlemekte temelde dört nokta göz önüne alınmalıdır: Genel çizgileri ile bir spor ayakkabısında aranması gereken özellikler şunlardır: 1.Tabanı yeteri kadar kalın ve sert yüzeylerde koşulduğu zaman sarsıntıyı emecek bir şekilde yumuşak tabanlıkla desteklenmelidir. Genel olarak bir koşu ayakkabısı ve bir salon ayakkabısının özellikleri üzerinde biraz daha ayrıntılı durmak istiyoruz. SIPP (Spor Yaralanmaları Önleme Programı) temel kursunda iyi bir koşu ayakkabısının özellikleri aşağıdaki gibi sıralanmaktadır: 1. Ayak tabanı: Şoku absorbe etme (emme) miktarı hesaplanmalı. Sert alanlarda koşu için daha büyük şoku absorbe etme özelliği olmalı. Ağır sporcuların daha fazla şok absorbesine ihtiyaç duydukları unutulmamalı. Ayak tabanının ön parçası kolaylıkla yüzde 45 fleksibl olmalı. İyi bir salon ayakkabısının özellikleri ise SIPP temel kursunda şöyle sıralanmıştır: 3.Ayakkabı bağı 4. Top 5.File 6.Kale direkleri/direkler 7.Aletlerin sabitliği Örneklemek gerekirse aletli cimnastiğin yapıldığı asimetrik paralel, paralel, denge gibi aletlerin sabitliğini yitirmesi sporcunun dengesini bozarak, istem dışı bir hareket yapmasına neden olmakta, onun performansını olumsuz etkilemekte ve de yaralanma riskini artırmaktadır. Ayrıca ağırlık çalışmalarının yapıldığı serbest ağırlıkların üzerindeki ağırlıklar sabitleyen aparatlar ile çeşitli ağırlık çalışmalarının yapıldığı aletlerin sabitliğini yitirmesi de bir risk taşımaktadır. Bu konular çalıştırıcı ve sporcular tarafından göz önüne alınmalıdır. 8.Koruyucu malzemeler Gerek uygun olmayan koruyucu kullanmak, gerekse koruyucu kullanılması gereken ortamlarda onları kullanmamak, beraberinde hep performansı düşürücü, hem de yaralanmaları davet edici bir riski getirir. 9.Taping (Bandaj) Artık günümüzde yaralanma riskini azaltmak için birçok sporcu daha önceden o bölgede yaralanma yaşasın yaşamasın bandaj yaptırmayı tercih ediyor. Bandaj hem yaralanmadan koruyucu, hem de tedavi edici özelliğe sahiptir. Burada en önemli konu yapılan bandajın sağlıklı yapılması ve yaralanmamış bölgeleri veya yaralanma riski olmayan bölgelerin fonksiyonlarını engellemeyecek şekilde yapılmasıdır. Aksi kuşkusuz yaralanma riski ve hareket kabiliyetinin azalmasına bağlı olarak performans düşüklüğü getirir. C.OYUN (YARIŞMA) İLE İLGİLİ FAKTÖRLER
1.Sporcunun türü 2.Takımın veya sporcunun durumu Örneklersek küme düşme konumuna gelmiş bir takımın oyuncularının, oynadığı son maçtaki gerginlikleri ve bu yapı ile oyun içindeki davranışları çok önemli bir riski gündeme getirir. Burada o psikolojik ortam içinde sporcuların kuralları ihlalleri kendilerinin ve rakiplerinin yaralanma risklerini artırır. Ayrıca o gergin ortam sergilemesi gereken performansı sergiliyememesine de neden olabilir. 3.Sporcunun takım içindeki durumu Örneğin, zaman zaman yeterli süre oyunda yer almadığına inanan sporcu, oyuna dahil olduğunda oyun düzeni içinde yapmaması gereken bir hareketi yapmasına,vermemesi gereken bir pası vermesine, kullanmaması gereken bir topu kullanmasına, girmemesi gereken bir mücadeleye girmesine neden olur. Bu olumsuz davranış şekli beraberinde ya takımın genel performansında bir düşmeye, ya da sporcunun kendini yaralayıcı bir ortam yaratmasına yol açar. 4. Yedek oyuncu 5.Yarışmanın düzeyi Kuşkusuz bir amatör yarışma için yapılan hazırlık ile profesyonel düzeydeki yarışma için yapılan hazırlıklar ve yarışmanın kendileri ve rakipleri için yeni risklerin doğmasına neden olur. 6.Hedefin degişmesi Hedefin değişebileceği sporculara anlatılmalı ve sporcuların bir an önce yeni hedefe yönelmelerine yardımcı olunmalıdır. 7.Oyun kuralları, düzenlemeler Bu da beraberinde daha büyük bir yaralanma riskini ortaya koyar. Kuşkusuz, performansı da olumsuz yönde etkiler. Literatüre bakıldığında sportif yaralanmalarının yüzde 25inin kurallara aykırı davranıştan kaynaklandığı belirlenmiştir. Ayrıca, ABDde yapılan bir araştırmada bir sezon boyunca, bir takımın yaşadığı 60 spor yaralanmasının dört temel nedeninden birinin kurallara uyulmaması olduğu belirlenmiştir. Sonuçta bilindiği gibi kuralları uygulaması gereken kişiler hakemdir. 8.Deplasman faktörü Yapılan bir araştırmada sporcuların deplasmanlarda şu ve benzeri sorunlarının ortaya çıktığı tespit edilmiştir: 9.Deneyim faktörü Yukarıda deneyimsizlik faktörünün getirdiği dezavantajların dışında, deneyim konusunda göz önüne alınması gereken bir başka nokta da yaşanan deneyimin olumlu veya olumsuz sonuçlanmasıdır. Bir sporcunun olumlu deneyimler yaşamış olması önemli bir avantajı beraberinde getirir. Spora başladığından itibaren sporcuya verilen görevler, onun kapasitesine uygun ise ve başarılarına temel oluşturmaktadır. Aksi taktirde sporcunun antrenman ve yarışma deneyimi fazla olmasına rağmen bunlar genelde başarısız deneyimler ise bir avantaj oluşturmazlar. Özellikle spor yaşantısının başlarında yaşanmış olan başarısız deneyimler birçok yetenekli çocuğun spordan uzaklaşmasına neden olmaktadır. 10.Beklentiler faktörü D.SOSYAL FAKTÖRLER
Sporun toplumsal yaşamdaki yeri ve itkileri büyüdükçe, sporcunun sosyal statüsü değerlendikçe, sosyal ilişkilerinin çeşidi ve şekli de degişime uğramaktadır. Sporcunun bir birey olarak sahip olduğu ailesel ve eğitimsel ilişkilerinin yanı sıra sporcu olmasından doğan antrenör, kulüp yönetimi, hakem, seyirci ve medyaya kadar uzanan sosyal ilişkileri bulunmaktadır. Bunların her biri de yerine göre sporcunun performansını olumlu ya da olumsuz etkilemektedir. 1.Ebeveyn faktörü çocuklardan gerçek dışı yüksek beklentiler duyulması, sporda sıklıkla hayal kırıklığı yaratır. Onlar kendi kapasitelerine yakın, bir performans sergileseler bile arzuladıkları hedefe ulaşamazlar. Spor yaşantısı olmamış aile zaman zaman sporcu olan çocuklarından, yapamayacağının beklentisi içine girer ve onu umutsuzca cesaretlendirir. Veya tam tersi,sporcu bir ailede olan çocuk, kendisini kanıtlamak istercesine bir davranış içerisine girebilir. çocuklar davranışlarını geliştirirken, ailelerinden etkilenirler ve çevresel faktörlerin etkisinde kalırlar. Bu yüzden ailelerin çocuklarına uygun olan sporları belirlemede ve özellikle kazanma ve kaybetme hakkındaki uygun yorumları yapmada çocuklarına yardımcı olmaları önemlidir. Diğer bir problem, yarışma sonrası ailelerin davranışlarıdır. Ailelerin yarışma sonrası çocuklarına ne söyledikleri, yarışma sırasında oluşabilen diğer olaylar gibi kazanma ve kaybetmenin de her zaman olabileceğini anlamada gençlere yardımcı olmaları önemlidir. 2.Eş faktörü Kimi zaman olumlu olan bu farklılıklar kimi zaman da sporcuyu bambaşka bir kişiliğe dönüştürür. Sporcu zaman zaman özellikle eşinin kendisini etkilemesi ile “takımda daha fazla yer alması, daha çok oynaması, diğer oyunculardan daha iyi olduğu, takımdaki en iyi oyuncu olduğu, herkesin onun sırtından para kazandığı” gibi saplantılara kapılır. Bu da onunu takım içindeki arkadaşlarına, antrenörüne ve yöneticilerine karşı farklı davranışlar takınmasına yol açar. Buna benzer davranış şekilleri takımın ahengini ve takım olma özelliğini bozup, takımın genel performansını etkileyebileceği gibi, sporcunun takım içinde agresif (saldırgan) davranmasına ve kendini yaralayıcı ortamı hazırlamasına da yol açabilir. 3.Coach faktörü Sporcular antrenörü için değerli olduğunu hissetme ihtiyacı duyarlar. Antrenörün, onların bir robot değil, bir insan olduğunu unutmamasını isterler. Sağlıklı işleyen sporcu-coach ilişkisi başarının temelini oluşturur. Coach ile sporcu arasındaki kişisel problemler, coachun başarılı olduğu halde bir sporcuya takımda yer vermemesine veya bir sporcunun antrenörün başarılı gözükmemesi için sahip olduğu performansını kullanmamasına kadar uzanan sorunlara yol açabilir. Ayrıca, coach değişimleri de sporcuları etkiler. Bu sporcuya göre olumlu veya olumsuz biçimde de olabilir. Erkek antrenörlerle çalışan bayan sporcularda özellikle sporcuların ergenlik döneminde olması durumunda, duygusal bazı problemler yaşanması da olasıdır. 4.Hakem faktörü Sporcu maça, maçın hakeminin kim olduğunu bilerek çıkar. Bu da onlarda bir önyargı yaratır. “Bu hakem iyidir. Bu hakem her şeyi çalar. Eyvah, bu hakem bana geçen maçta da takılmıştı. Yandık, bu hakem hep ev sahibi takımı deplasman takımını tutar.” İşte, bu ve benzeri saplantılar sporcunun yarışma ortamı içinde saldırgan bir davranış sergilemesine yol açabilir. Bu davranış şekli de onun performansını tam olarak sergileyememesine ve yaralanma riski doğurabilecek hareketleri yapmasına neden olabilir. Ayrıca hakemlerin oyun kurallarını yeteri oranda uygulamaması da beraberinde, doğal olarak oyunun sertleşmesini, sergilenen performansın düşmesini ve yaralanma riskini artmasını getirir. 5.Medya faktörü Sağlıksız kişilikler veya tam olgunlaşmamış kişilikler (genelde bilindiği gibi sporcular başarı ve parayı genç yaşta yakalamaktadır) gerek takım içinde, gerekse teknik kadro ve yöneticilere karşı davranışlarda bazı olumsuz değişikliklere yol açabilir. Ayrıca basında yer alan haberlerin olumlu veya olumsuz oluşuna bağlı olarak da sporcu kendisini zaman zaman kanıtlama gereksinimi duyabilir. İşte, böyle ortamlarda sporcu gerek yaralanma riski doğurabilecek hareketler yapabilmekte, gerekse takımın ve kendisinin performansını düşürebilecek anlamsız hareketler yapabilmektedir. (Zamansız top kullanımı, zamansız ve yanlış yönlere paslar, rakibe karşı sert girme vb.) 6.Para faktörü İşte, çok genç yaşta büyük rakamlar kazanmaya başlayan sporcuda yine kişiliğine bağlı bazı değişik davranış şekilleri gelişebilmektedir. İşte, bu davranış değişiklikleri sporcunun antrenman veya yarışma içinde hem yeterli performansı sergilemesini engeller, hem de kendisi, arkadaşları ve de rakipleri için risk yaratıcı bazı davranışları yapmasına yol açabilir. Ayrıca, sporcuların birbirlerinin ve rakip takım oyuncularının aldıkları paraları öğrenmesi de onların kişiliklerine göre onları etkileyen bir faktördür. Başlangıçtan itibaren sporcularda dışsal motivasyon değil, içsel motivasyonun etkili olması konusunda gerek antrenörlerin, gerekse ailelerin sporculara yardımcı olması gerekir. İç başarıyı önemseyen sporcularda, dış başarı unsuru olan para bir risk faktörü olmaktan çıkacaktır. 7.Eğitim ve kültür faktörü Sporcunun performansını etkileyebilecek diğer bir problem de zaman planlamasındaki hatalar nedeniyle birtakım eğitim, öğretim Sporcunun performansını etkileyebilecek diğer bir problem de zaman planlamasındaki hatalar nedeniyle birtakım eğitim, öğretim sorunları yaşamasıdır. Bir yandan sporcun içinde kalma isteği ve buna bağlı olarak yoğun antrenmanlar, deplasman yarışmaları, diğer yandan sporculuk yaşamı sona erdiğinde eğitimsiz bir kişi durumunda kalmama kaygısıyla okul yaşamını devam ettirme çabası, sporcunun hem sporda, hem de eğitiminde istenen performansa ulaşmasını riske sokmaktadır. Bu durumda sporcunun öncelikle zamanı etkili kullanma konusunda bilgilendirilmesi ve her ikisini de iyi bir planlamayla başarabileceğine inanması gerekir. Ayrıca, değişik eğitim ve kültür düzeyindeki sporculardan oluşan bir takımda ortaya çıkabilecek iletişim sorunları ve beklenti farklılıkları da takımın başarısı için bir risk faktörü oluşturur. 8.Dil faktörü Tüm bunları dışında takım oyunlarında yabancı oyuncular ile diğer oyuncular arasındaki iletişimin eksikliği de olumsuz bir faktördür. Ayrıca bu dil sorunu yabancı oyuncuların, vücutlarından hissettikleri şikayetleri aktarmaya çalıştıkları masör ve doktorlarda da söz konusu olmaktadır. Sporcunun şikayetini tam anlamı ile aktarmaması onun sergileyeceği performansını olumsuz yönde etkilemekte ve yaralanma riskini yükseltmektedir. 9.Yönetici faktörü Bir yarışma veya antrenman öncesi yöneticinin gösterdiği tepki sergilediği tavır veya söylediği sözler; o yarışma veya antrenman içerisinde sporcunun olumsuz bir tavır sergilemesine, bireysel ve takı performansını olumsuz yönde etkilemesine, kendisinin., arkadaşlarının veya rakiplerinin sağlığını riske sokacak bir hareketi yapmasına neden olabilir. Ayrıca yöneticinin teknik kadroya, teknik konularda gereksiz müdahalesi ülkemizde yaşanan sorunlardan biridir. Bu müdahalenin sporcular tarafından gözlenmesi de bir olumsuzluktur. Bu beraberinde antrenöre duyulan “saygı”yı ve “güveni” azaltacak bir faktördür. 10.Seyirci faktörü Kimi sporcu bu tür olaylardan hiç etkilenmezken, kimi sporcu kendi ve takım lehine veya aleyhine yapılan tezahürattan, kaldıramayacağı bir baskının altına girip olumsuz olarak etkilenebilir. Yarışma içinde elleri ve ayakları titreyecek duruma gelebilir. Veya bunun tam tersi olup, yapamayacağı bir hareketi yapmaya kalkabilir. İşte bu noktada seyircinin yaptığı tezahürat zaman zaman sporcunun olumsuz yönde etkilenmesine de neden olabilir. Seyirci karşısında yapılan hazırlık maçlarının artırılması ve zaman zaman antrenmanların seyirciye açık olarak yapılması sporcuların seyirci karşısındaki etkilenme düzeyinin riskini azaltabilir. 11.Süreli sözleşme Sporcuların uzun süreli veya kısa süreli sözleşmeleri onların kişiliklerine gore performanslarını etkiler. Bu bazen çok olumlu, bazen de çok olumsuz etkilere yol açabilir. 12.Kadro değişiklikleri Oyuncu kadrosundaki değişiklikler takımı etkileyen bir faktördür. Bu gerek gelen oyuncunun kim olduğuna veya giden oyuncunun kim olduğuna, kişiliğine ve takıma uyumuna bağlı olumlu veya olumsuz sonuçlar doğurabilir. 13.Belirsizlik durumu Takımdaki gerek oyuncu, gerek teknik kadro, gerek yönetimsel statüde, gerekse maç tarihi , maç yeri gibi çeşitli belirsizlik durumları çoğu oyuncuyu olumsuz yönde etkiler. E.ANTRENMAN İLE İLGİLİ FAKTÖRLER
Antrenman dört koşulda yaralanma riski doğurur. Bu koşullardan ilki yeterli ısınma yapılmaması, ikincisi yanlış antrenman yapılması ve üçüncüsü sporcunun sürantrene hale geldiği koşullarda ona yüklenmesidir. Dördüncü ve başlı başına bir risk taşıyan konu ise bilinçsiz ve sistemsiz bir şekilde yapılan ağırlık antrenmanlarıdır. Şimdi bu koşulları sırası ile açmaya çalışalım: 1.Isınma (Warm-up) Spor sahalarında üç tip ısınma yapan sporcu grubu ile karşılaşırız. Kendi kendine ve sadece kendine özgü hareketlerle ısınma yapan sporcu grubu, ikincisi gruplar halinde ortak bir ısınma programını uygulayan sporcular grubu ve üçüncüsü de bir antrenör nezaretinde ısınma yapan sporcular grubu. Sporcular eğitim durumları, spor yaşları, profesyonellik anlayışları ve performans düzeylerine göre ısınma olgusuna üç değişik gözle bakmaktadır. Kimileri için ısınma periyodu, antrenman veya yarışmanın başlangıcında antrenman sürecinde kaytarılacak bir periyottur. Kimi sporcu için ısınma, antrenmanın veya yarışmanın en önemli ve en gerekli parçasıdır. Kimi sporcu için ise ısınma, antrenman veya yarışma öncesi işinin bir parçası olarak yapması gereken bir aktivitedir. Bu konuda literatüre göz atıldığında, yapılan araştırmaların tümünde ısınmanın sportif performansı olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Yeterli ısınma ile gerek aerobik (oksijenli) enerji oluşumu,gerekse anaerobik (oksijensiz) enerji oluşumu olumlu yönde etkilenir. Nöro-musküler (sinir-kas) fonksiyonu açısından bakıldığında yeterli ısınma ile kas kuvvetinin arttığı belirlenmiştir. Isınan kas daha fazla gerilebilir ve bunun ötesinde daha süratli kasılabilir. Isınma sonucu kasın elastikiyeti artar, daha büyük eklem amplitüdlerine de (hareket açısı) olanak sağlar. Eklemlerin hareketi ısınma ile kolaylaşır. Ayrıca, ısınma ile hedefe yöneliklilik ve hareketlerin koordinasyonu daha iyi hale gelir. Genel anlamı ile ısınma endürans (dayanaklılık), sürat, kuvvet, sıçrama, esneme yeteneği gibi özellikleri arttırır. Aynı zamanda, ısınmanın sağlık açısından en önemli etkenlerinden biri de ısınma ile kas, ligament ve tendon yaralanmaları gibi sportif yaralanma risklerinin minimalize edilmesidir. Bu nedenle kas bazında ısınmayı değerlendirdiğimizde genel olarak iki temel etki görürüz: Özet olarak spor literatürü tarandığında yeterli sürede ve gerekli şekilde yapılmış ısınmanın performans üzerine etkilerinin hep olumlu olduğu görülür (1, 5, 6, 35, 41, 46, 47, 48, 49, 50, 51, 55, 63,). Isınmaya önem gösteren ve ısınmanın öneminin bilincinde olan sporcu sayısı ülkemizde sınırlıdır. Birçok sporcu yeterli ısınma yapmadan bir yaralanmayla karşılaştığında, ısınmanın önemini fark eder. İşte bu deneyim arzulanmayan ama “deneme-yanılma” metodu ile sporcuya ve takımına pahalıya mal olan bir deneyim arzulanmayan ama “deneme-yanılma” metodu ili sporcuya v takımına pahalıya mal olan bir deneyimdir. Ayrıca, doğrudan yapılan o antrenman veya yarışmayı etkilemese de bir fiziksel aktivite sonrası, soğuma (wvarm-down) çalışması, bir sonraki fiziksel aktivite için önem taşımaktadır. Soğuma fiziksel aktivitelerden sonra gözardı etilmemesi gereken bir çalışmadır. 2. Yanlış antrenman Ayrıca, yine aşırı yüklenilmiş bir sporcuda laktik asit düzeyi yükselmiş ve sınırlarını aşmış ise sporcunun gerek koordinasoynu, gerek hedefleme yeteneği, gerekse dikkati dağılmış demektir. Bu da yapacağı hareketlerde dengesizliğe yol açıp performansını düşüreceği gibi yaralanma riskini de davete yol açar. Kuşkusuz burada sözünü ettiğimiz konu bir antrenman içinde yaşanan, yanlış antrenman konusudur. Antrenmanın yanlış periyotlanması, kuşkusuz varılmak istenen hedeflerin sapmasına neden olur. Yanlış periyatlonan antrenman, yakalanmak istenen performansı olumsuz yönde etkileyen bir faktördür. 3.Sürantrenman (Overtraining) Burada kassal faktörler olduğu gibi sinirsel ve psişik faktörler de etkindir. Sürantrene durumundaki sporcuda görülen belirtiler şunlardır: 4.Ağırlık antrenmanları çalışmalar sırasında eğer serbest ağırlık ile çalışılıyorsa, ağırlık mutlaka vücuda yakın tutulmalıdır. Serbest ağırlıkların bağlantı ve sıkıştırma yerleri, her kaldırma öncesi kontrol edilmelidir. Ağırlık çalışmaları sırasında nefes alma verme düzenli olarak yapılmalıdır. Ağırlık çalışmaları sırasında sporcuların birbirlerine kesinlikle şaka yapmaları engellenmelidir. Bir başka önemli nokta da ağırlık çalışmalarında uygulanan programın amaçlanan hedeflere yönelik dizayn edilmesidir. Ağırlık çalışmalarında bu noktalara dikkat edilmemesi hem hedeflenen performansa erişilmesini engeller, hem de beraberinde yaralanma riski getirir. F.çEVRE İLE İLGİLİ FAKTÖRLER
Antrenman veya yarışmanın gerektirdiği bireysel ve çevresel koşullar ile antrenman veya yarışmanın yapıldığı ortamın çevresel koşulların farklılık göstermesi durumunda yaşananlar da sporcunun performansına etki eden faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır. 1.Circudian Ritm Spor sırasında vücudun adaptasyon için kas tonusu ve kuvvetine etki eden endokrin sisteminde özel circudian ritmler de bulunur. Bunlardan bazılarını örneklenmeye çalışarak; kortisol hormonu, her sabah uyandıktan sonra maksimum düzeye çıkar ve akşam minimum düzeye iner. Yorgunlukta yakından ilgili bir hormon olan melatonin, yemek yeme alışkanlıkları ile gece ve gündüz siklusuna bağlı değişiklikler gösterir. Bu yüzden antrenmanın veya yarışmanın yapılacağı saatlerdeki vücudun circudian ritmi performans üzerinde olumlu veya olumsuz etkiye neden olur. Saat farklarının oluştuğu antrenman ve yarışma ortamlarında sporcular risk altına girerler. Burada alışık olunmayan saatlerde yapılan antrenman ve yarışmalarda performans düşüklüğü ve sakatlanma riski yükselmesi söz konusudur. Bu nedenle antrenmanların yapıldığı saatler, yarışmanın yapılacağı saatlere denk getirilmeye çalışılmalı ve böylece, vücudun o saatteki circudian ritmine uyumu sağlanıp, riskler edilmemesi, sporcunun düşük performans sergilemesine ve artan yaralanma riskine yol açar. 2.Jet lag (Zaman değişimi) Özellikle doğu ve batı yönünde uzun uçuşlar yapılmış ise uyuma ve uyanık olma siklusu bozulur. Ve meydana gelen fizyolojik değişiklikler sonucu jet lag oluşur, ve sonuçta yorgunluk, depresif duyguların oluşması, baş ağrısı, konsantre olamama, iştah kaybı, uyku bozuklugu, kuvvet kaybı gibi olumsuz belirtiler ortaya çıkar. Bunlar Jet lagın habercileridir. Vücudun eski durumuna kavuşması ve eski ritmini yakalaması için uçuş süresine bağlı olarak birkaç gün gerekebilir. Jet lag, bireyleri farklı derecelerde ve farklı şekillerde etkiler. Bu etkilemede şu faktörler söz konusudur: a. Yaş, b.Önceki uyku alışkanlığı, c.İçe/dışa dönük kişilik. Burada uyum süresi uçuş yönüne ve süresine bağlıdır. Batı yönüne doğru yapılan bir uçuş sonrası uyum, uçulan iki yer arasındaki saat farkının yaklaşık yarısı kadar bir sürede sağlanabilir. Doğu yönüne doğru yapılan uçuşta ise uyum, uçulan iki yer arasındaki saat farkının 1,5e bölümü sonucu ortaya çıkan sürede gerçekleşir. Kuzey veya güney yönüne doğru yapılan uçuşlarda bu uyum. Kolaylıkla bir duş alınarak, yemek yenilerek ve kısa bir uyku ile sağlanır. Bu nedenle ülkemiz koşullarını değerlendirdiğimizde Amerikadan gelen oyuncularda bu konu göz önüne alınmalıdır. Onların uçuş yönü batıdan doğuya doğru olduğu için en az iki ülke arasındaki saat farkının 1,5e bölümü sonucu ortaya çıkan süre, o sporcunun uyum için gerekir. Bu konu uluslar arası yarışmalarda ülkemizi temsil eden takımların veya sporcuların yurtdışı deplasmanlarında da geçebilir. Burada uçuş yönleri, süreleri ve saat farklılıkları göz önüne alınıp, ona göre seyahatler ve günlük programlar yapılmalıdır. Burada diyet açısından bazı önlemler alınmalıdır, seyahatten bir gün önce sporculara karbonhidrat yönünden zengin besinler verilmeli, uzun uçuşlar sırasında sporcuların dehidratasyonlarına (su kaybetmelerine) engel olmak için meyvesuları, made suları içmeleri sağlanmalıdır. Sporcuların bu tür seyahatlerde dehidratasyona neden olabilecek ve onu artırabilecek çay, kahve ve alkol gibi içeceklerden kaçınmaları sağlanmalıdır. Jet lag, gözardı edilmemesi gereken performans düşürücü ve yaralanma riskini artırıcı bir faktördür. 3.Yükseklik Ülkemiz özelinde birçok takım sezonu, yükseklik çalışması yaparak açmaktadır. Bir takım tüm sezonu göz önüne alıp, yükseklik çalışması yapmaya çıkmış ise bunun hiçbir yararı yoktur. çünkü, üç haftalık süre içinde yüksekliğe adapte olan ve hemoglobin miktarını artıran organizma, deniz düzeyine inince; eski durumuna dönüp, deniz seviyesine uyum sağlar. Doğal olarak da hemoglobin miktarı eski düzeyine döner. Bir tek maç yapılacak ise, (o maç deniz düzeyine inildiğinde kimi araştırmacılara göre ilk üç dört gün içinde; kimilerine göre de ilk altı yedi gün içinde yapılmalıdır) o zaman bir avantaj söz konusu olabilir. Bu arada bu tür bir dağ kampının tüm sporcuları bir arada tutma, gün boyu o branşa yönelik teorik çalışma yapma olanağı ve de yaz sıcağından belirli oranda kurtulma olanağı sağladığı göz önüne alınmalıdır. İşte bu nedenlerden ötürü eğer bir sporcunun veya takımın yarışacağı ortam deniz seviyesinden yüksekte ise yukarıda sıralamaya çalıştığımız riskler onu bekler. Sonuç olarak diyebiliriz ki, aerobik gücün etkin olduğu spor dalları için yükseklik eğer gerekli adaptasyon sağlanmadıysa, performanıs düşürücü bir risk taşımaktadır. Anaerobik etkinliğin yoğun olduğu dallarda ise hava miktarı, dolayısıyla sürtünme az olacağı için bir avantaj gündeme gelir . Ayrıca bu noktadaki aşırı yüklenme, adaptasyon sağlanmadığı için yetersiz performans sergilenebileceği gibi onun yaralanma riskinin artmasına neden olabilir. 4.Sıcak (Isı çarpması) Vücudun ısı düzenleme mekanizmasının iç (aşırı egzersiz) ve dış (aşırı sıcak) faktörlere bağlı olarak gereksinime yanıt vermeyecek hale gelmesi sırasıyla şu sorunları getirir: 1.Isı krampları: Özellikle egzersize en yoğun olarak katılan m.gastroknemiusda (baldır kası) ağrılı spazmlar şeklinde ortaya çıkar. Bu temelde çalışan kasta su ve Na (sodyum) kaybı sonucu ortaya çıkmış lokal bir elektrolit eksikliğine veya sıvı volüm problemine bağlıdır. 2.Isı yorgunluğu: Sıcak ortamlarda ortaya çıkan aşırı yorgunluk hissi, dinlenme ve sıvı alımı ile giderilir. 3.Isı bitkinliği: Yorgunluk, bitkinlik, vücut ısısı yükselmesi, dehidratasyon (su kaybı), bulantı, kusma, ishal, baş ağrısı, baş dönmesi, iştah kaybı, bol terleme ve kas krampları şeklinde ortaya çıkar. Genelde kan volümündeki azalmaya bağlıdır. Hemen egzersiz kesilip, gölge bir yerde dinlendirilmeli, ağızdan veya damardan su ile elektrolit takviyesi yapılmalıdır. 4.Isı çarpması: İç ısının çok yükselmesi sonucu ortaya çıkan, ısı ile ilgili sorunların en ağırıdır. Davranış bozuklukları, emosyonel tutarsızlıklar, histerik ağlamalar, ilgisizlik , sorulan sorulara yanıt vermeme, zaman ve yer bakımından oryantasyon hissini kaybetme, istem dışı dışkılama, kuru sıcak bir deri, terleme kesilmesi, yüksek rektal ısı, tansiyon düşmesi bazen kan şekeri düşüklüğü, sonunda bilinç kaybı ve dolaşımsal kollaps şeklinde ortaya çıkar. Rektal ısının 41 derecenin üzerinde birkaç dakikadan fazla kalması karaciğer, böbrek ve beyinde geri dönüşümü mümkün olmayan zedelenmelere yol açabilir. Ölüm riski bile gerekli önlemler alınmaz ise söz konusudur. Eğer tanı gecikirse ve iki saati geçer ise ölüm oranı 7/10dur. Sporcu derhal soyulmalı ve soğutulmalıdır. En iyi soğutma vücuda su püskürterek veya vantilatörle yapılandır. Sporcularda büyük sağlık riski yaratabilen ısı ile ilgili yaralanmalar şöyle önlenebilir: Isıya uyum: Sporcuların ısıya uyumu yani ısıya aklimatizasyonu 4-8 gün arasında bir periyodu kapsar. Bu sorunlar sonuçta beraberinde düşen performans ve yukarıda sıralamaya çalıştığımız sağlık risklerini getirir. 5.Soğuk Soğuk, zorlanma tipi kas yaralanmasına yatkınlığı artırıcı bir ortam yaratır. Böyle bir ortamda vücutun ısısının azalması, vücudun oksijen kullanımını da düşürür. Performans azalır. Bu tür ortamlarda yapılan yarışma ve antrenmanlarda sıcaklığı tutucu kıyafetler tercih edilmelidir. Bu kat kat tutuculuk vücuda pamuklu veya yünlü giysilerle tercih etmelidir. Mümkün olabildiğince ıslak giyeceklerden kaçınılmalıdır. 6.Dehidratasyon Dihidratasyonun sporculardaki etkileri şunlardır: 7.Hava kirliliği Kirli hava genel olarak sğlıklı kişileri etkilediği gibi spyorcularda da sinir kas, kardiyovasküler (kalp-damar), solunum, renal sistemlerin işlevlerini bozar. Solunum yolları epitelinin zedelenmesi, mukoza çıkarımının artması, trakeadaki silier hareket (tüycüklerin hareketi) bozulur. Hava yolununu kollapsa girmesine yol açar. G.ALIŞKANLIKLAR İLE İLGİLİ FAKTÖRLER
Sporcu, spor yaşamı boyunca belirli alışkanlıklar kazanır. Bu alışkanlıkların büyük bölümü ona olumlu katkılarda bulunurken, bazı alışkanlıklar sporcuyu olumsuz olarak etkilemektedir. Bu bölümde, sporcuyu sağlık riski altına sokan ve performansını olumsuz etkileyen faktörleri sıralamaya çalışacağız. 1.Alkol 2.Sigara Sigaranın insan sağlığına verdiği zakarlaradan doğal olarak sporcu da etkilenmektedir. Ayrıca bu etkilenmelerin yanı sıra onun performansını da sigara olumsuz yönde etkiler. Kuşkusuz antrenörler bu konuda sporcularına gerekli uyarıyı yapmaktadır. Ancak özellikle kendilerinin de sporcu karşısında sigara içmekten kaçınarak örnek olmaları gerekir. 3.Beslenme Bu noktada sporcunun beslenme alışkanlığı, yanlış bilgi, yanlış alışkanlıklar, kuvvet antrenmanlarını yapıldığı dönemdeki diyetin içeriği, son öğünün yarışma veya antrenmandan önce alınma süresi, yarışma veya antrenmandan helen önce yenilen ve içilen maddelerin içerikleri hep sporcunun performansını etkiler. Bu konuda mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır. 4.Kilo kaybı 5.Ergojenik yardım Bu maddeleri sporcular kulaktan dolma alışkanlıklarla kullanırlar. Bu maddelerin bir uzman denetiminin dışında kullanılması, bazı sağlık sorunlarına yol açacağı gibi performansı da olumsuz yönde etkileyebilir. 6.Doping Dopingin insan vücudu üzerine olumsuz etkileri, bir dönemler Alman bilim adamlarının ortaya attığı otomatik savunma mekanizması teorisi ile değerlendirilmiştir. Burada kullanılan doping maddeleri ile insanın istemli olarak devreye sokmadığı rezervler devreye girmektedir. Otomatik savunma mekanizması teorisine göre doping alımı sonucunda organizmanın bilincinin ve isteminin dışında bir zorlanması oluşmuktadır. Bu zorlanma, alınan maddenin ölçüsüne ve vücudun dayanma gücüne göre sonu ölümle sonuçlanan dramatik tablolar yaratabilir. Araştırmalarda dopingi maddelerinin grubuna göre insan vücuduna verdiği çeşitli zararlara kısaca değinirsek; örneğin amfetamin grubu maddelerin alınması ile, organizmanın yorgunluk duygusunun ortadan kalkması sonucu belirgin bir ekonomi kaybı olur. Dinlenme kapasitesi belirgin oranda düşer. Taşikardi (çarpıntı), hipertansiyon (yüksek tansiyon), aşırı terleme, kas tonusunda (geriminde) artış, sinirlilik, sindirim bozukluğu ve cinsel fonksiyonlarda bozulmayı ortaya çıkarır. Kas yapıcı diye de tanımlanan anabolizan grubu maddelerin alınması sonucunda da iskelet, karaciğer, böbrek ve cinsel organlarda ileri derecede tahribata yol açılmaktadır. 7.Cinsel yaşantı Bu konuda yapılan araştırmalar bir cinsel ilişki sırasında harcanan enerji değerinin, birkaç basamak merdiveni hızlı çıkmaya eşdeğerde olduğu yolundadır. Cinsel birleşme sırasında kalp vurum sayısı yaklaşık 100-120 arasında olmaktadır. Cinsel ilişkiden sonra yeterli toparlanma süresi verilirse, fizyolojik açıdan bir zararı olmayacağı ortadadır. Ayrıca araştırmalar yarışmadan 24 saat önce ve 24 saat sonra cinsel ilişkinin herhangi bir fizyolojik soruna yol açmadığını gösterir. Pratikte spor dallarına ve o dalın sosyal yaşamdaki değerlerine göre sporcular belirli cinsel yaşantılarını belirli alışkanlıklarla sürdürü. Burada birkaç risk söz konusudur. Gerekli önlemlerin alınmadığı ilişkilerde ortaya çıkabilecek bulaşıcı rahatsızlıklar sporcular için bir sağlık riski taşır. Diğer bir risk, bazı sporcuların cinsel yaşantıya tub gibi bakmaları sonuc uoluşan yarışma öncesi dönemde uzunca bir süre ilişkiye girememenin getirdiği gerilimlerdir. Bazı sporcularda özellikle de bekar sporcularda cinsel yaşantı sorumsuzca ve doyumsuzca sürdürülen bir hale gelir. İşte bu iki uç nokta; sporcuların gerek çeşitli gerilimleri yaşaması, gerekse aşırı yorgunluğun oluşmasına neden olup onların performansların olumsuz yönde etkiler. 8.Dini alışkanlıklar Bazı yabancı sporcularda da, bazı kutsal günlerde yeterli performans ortaya koyamama gibi bir risk söz konusudur. Birçok Amerikalı sporcu Pazar günü yarışma ve antrenman yapmaktan hoşlanmaz. Benzer durum Cumartesi günleri için de bazı Yahudi sporcularda söz konusudur. 9.Uyku düzeni 10.Rutindeki değişikler |
|||||||||||||||
|