|
Spor ve Bağışıklık Sistemimiz
Prof. Dr. Hasan Kasap
Bir İç Savunma Antrenmanı Olarak Spor
Spor etkinliklerinin doğası mücadele ve savunmaya dayanır. Bu da insanın yaşam biçimi ile ilgilidir. Egzersizler bu mücadelede bedenin sağlıklı, güçlü ve korunaklı bir yapıya kavuşmasını sağlar. Böylece insan uygun olmayan yaşam ortamlarıyla başa çıkmayı, başa çıkamadığı durumlara da uyum sağlamayı öğrenir. Bu konudaki güncel çalışmalar, sporun insanın korunma sistemleri tarafından nasıl algılandığını ortaya koymaktadır. Köln Üniversitesi Immünobioloji enstitüsünden G.Uhlenbruck spor, beyin ve bağışıklık sistemi ilişkilerinin modern bir yaklaşımını yansıtmıştır. Bağışıklık sistemi araştırmaları, sadece merkezi sinir sistemi ile değil, psikosomatik sağlık, yaşlanma, iç salgı sistemi gibi birçok alanla ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Aynı şekilde koruyucu ve rehabilite edici amaçla oluşturulan spor gruplarındaki çalışmalar da bu bağlantıyı desteklemektedir. Örneğin araştırmalara göre başlangıçta sporla ilişkisi yokmuş gibi görünen arteriosikleroz ve kanser sonrası koruyucu spor gruplarında, hastalığın tekrarlanmasını önleyici bir yöntem olduğu bulunmuştur. Oksidatif stres ve beslenmenin bağışıklık parametrelerini etkilediği bildirilmektedir. Diğer taraftan düzenli alıştırmalar bağışıklık sistemi üzerinde sürekli bir “uyarıcı stres” oluşturmaktadır. Sistem, direnci geliştiren olumlu stres türünü tanıyarak hastalık riskini azaltan dayanıklılığı kazanabilmektedir. Bir stres olgusu olarak spor Spor, stresin aktif bir uyarıcısı olarak tanımlanabilir. Genelde stres beyin ve merkezi sinir sistemi üzerinde etkilidir. Bağışıklık sistemi bu tanıma ve analiz sistemleri ile öylesine ilişkilidir ki altıncı duyu organı olarak sayılabilmektedir. Beyin ve bağışıklık sistemleri; 1) Tanıma, analiz ve ayırt etme özellikleri, 2) “Koşullu öğrenme” ile gelişebilme özellikleri, 3) Ortak molekül özellikleri gibi benzerlikleri bulunmaktadır.
Savunma sistemlerinde “gelişimi uyaran bir stres” olarak sporun iki önemli etkisinden bahsedilmektedir: a) Spor ve fiziksel uygunluk çalışmaları egzersizler aracılığı ile Sevgi, seks, müzik, sanat, ve doğadan hoşlanma, düşünme ve meditasyon yolu ile sorun çozme gibi insanın kendini iyi hissetme duygularını yükseltmektedir. Alıştırmalarla beyne kan ve oksijen sağlanması, stres hormonlarının salınımını (adrenalin, cortizol, norotransmiterler veya örneğin endorfin grubu) uyarır. b) Spor, alkol, uyuşturucu veya sigara gibi aldatıcı stres gidericilerinin yerini alabilir. Rehabilitasyonda uyuşturucu bağımlılığında ve depresyon tedavilerinde başarılı olabilir. Böylece bağışıklık sistemi savunma stratejisini tekrar düzenleyerek toparlayabilir.
Spor Stresinin Bağışıklığa Olumsuz Etkileri
“iyi şeylerin fazlası kötü olabilir” derler. Antrenmanlarda aşırı yüklemeler bağışıklık sisteminin savunma organlarına zarar verebilir. Bağışıklık hücreleri koruma mekanizmalarına sahiptir. Aşırı yüklenmelerle bitkin düşen sistem virüs ve bakteriler karşısında çökebilir. Hatta kanser hücrelerine karşı koyucu homoeostatik kontrol hücreleri zayıflayabilir. Enfeksiyon durumlarında spor ve fazla egzersiz sağlığa çeşitli zararlar verebilir. Üst düzey, profesyonel yada hobi sporcularının karşılaşabileceği ve bağışıklık sistemini olumsuz etkileyen bazı tehlikeli stresleri aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür. 1) Fazla yükleme:
2) Ani olarak egzersizin durdurulması:
Ani olarak sporu bırakmak zorunda kalan sporculara gizli yedek güçlerini uyarabilecek zihinsel güçlerini kullanabilecek alışkanlık(hobiler) veya anlamlı görevler önerilir. Başka bir başarı umudu alanına yönlendirme ile bireysel mutluluk girişi sağlanabilir. Bu da psiko-nero-bağışıklık sistemlerinin tekrar aktive ederek hoşnutsuzluklarını aşmalarına yardımcı olabilir. |
|||||||||||||||
|